Televizyon, onlarca yıldır insan yaşamının tanıdık bir özelliği olmuştur. Televizyon alıcısı olmayan bir daire bulmak zor. Ancak, hem ateşli destekçileri hem de eşit derecede ateşli rakipleri var.
TV'nin mucidi Rus mühendis Vladimir Zvorykin, onu insan gelişimini desteklemek için tasarlanmış teknik bir cihaz olarak tasarladı. Bununla birlikte, zamanla, icadının eğitime çok az hizmet ettiğini, çoğu televizyon programının eğlence amaçlı olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Belki de bu yüzden Zvorykin'in evinde televizyon yoktu.
İnsanlar TV'nin zararlı olduğunu söylediğinde, genellikle iki faktör kastedilir: fiziksel sağlığa zarar ve insan ruhu için olumsuz sonuçlar. Fiziksel zarar, kineskopun zararlı radyasyonu ve boş zamanlarını TV karşısında geçiren bir kişinin hareketsiz yaşam tarzı ile ilişkilidir.
Katot ışın tüplü televizyonlar, sıvı kristal ve plazma ekranlı modellerin yerini alarak yavaş yavaş geçmişte kaldığından, televizyonun bir kişinin fiziksel sağlığı üzerindeki etkisinin ana olumsuz faktörleri fiziksel hareketsizlik ve görme üzerindeki artan strestir. Bu nedenle günde 2-3 saatten fazla TV izlemeniz önerilmez. Bu, yeterli fiziksel hareketlilik gerektirir.
Televizyon programlarının ruh üzerindeki etkisinin çok daha tehlikeli olduğu kabul edilmelidir. Modern derecelendirme televizyonu, en düşük insan içgüdülerini şımartır, bu nedenle çoğu televizyon programı çok düşük kalitededir ve sadece Zvorykin'in hayal ettiği insan eğitimine yardımcı olmakla kalmaz, aksine kişilik bozulmasına da katkıda bulunur.
Bu yüzden birçok insan geleneksel televizyondan tamamen vazgeçiyor. Programa neyin konulacağını izlemek istemiyorlar, kendilerini gerçekten neyin ilgilendirdiğini görmeyi tercih ediyorlar. İnternet, çok sayıda ilginç program ve iyi film bulabileceğiniz bu konuda çok yardımcı oluyor.
Bu tür insanlar, reklamlarla dolu film ve televizyon programlarını tüketen bir toplumun parçası olmayı reddederek, kendilerine dayatılan kitlesel tüketim kültürünün değerlerine karşı çıkıyorlar. Zombi televizyon programlarını izlemeyi bıraktıktan sonra sevdiklerine daha fazla zaman ayırabilir, iyi kitaplar okuyabilir, doğada rahatlayabilir ve ilginç bir şeyler yapabilirler.
Tabii ki, TV'yi tamamen bırakmak zorunda değilsiniz. Ana kriter onların bilişleri, yeni bir şeyler öğrenme yeteneği iken, belirli ilginç ve faydalı TV şovlarını ve filmleri izlemeniz yeterlidir. Televizyon köleliğinden kurtulan kişi, daha tatmin edici ve tatmin edici bir hayat yaşamaya başlar. Çocukları böyle bir hayata alıştırmak, odaya kurulu bir TV'nin ne gibi zararlar ve faydalar getirebileceğini onlara açıklamak özellikle önemlidir.