Sosyal çevre, birey ve sosyal devlet arasındaki, birkaç nesil insanın yaşam faaliyetleri yoluyla oluşturduğu ilişkilerin oluşturduğu sosyal dünyadır. Tek bir bireyin sosyal çevre ile bağlantısı, toplumla ilgili bireysel faaliyetler aracılığıyla gerçekleştirilir.
Kişiliğin "mikro-çevresi"
Mikro çevre, bireyin birincil gelişimini etkileyen sosyal koşullarda küçük bir bağlantıdır.
Gelişimdeki ilk ve en önemli bağlantı, bir kişinin birincil oluşumu aldığı ailedir. Sosyal ilişkiler alanına yönelik algı ve tutum oluşur. Aile, bir kişiyi toplumun gelenek ve göreneklerini, ahlaki davranış normlarını tanımaya başlar. Eğitim kurumları, okullar olağan iletişim biçimlerini öğretir. Örneğin çevre sevgisi, büyük aile bireylerine saygının aşılandığı bir ailede küçük bir çocuk okula gelir ve edindiği davranışsal becerileri de beraberinde getirir. Bu beceriler diğer çocuklar tarafından da öğrenilebilir. Ama aynı zamanda tersi de olur - çocuk onunla birlikte kabalık, kaba tavır, başka birine karşı hoşgörüsüzlük getirir.
Bu nedenle, toplumun birincil hücresindeki sosyal ilişkiler çok önemlidir. Bir kişinin bireyselliği, oluşumu ve gelişimi sürecinde, bir kişinin çeşitli aşamalardan ve sosyal gruplardan geçmesi gerçeğiyle yaratılır - bunlar çocuk kurumları, okullar, enstitüler, işçi kolektifleridir. Tüm bu sosyal grupların kendi davranış kuralları ve üyeleri arasındaki ilişkileri vardır. Ve tüm bu ayrı toplumlardan geçerek, bir kişinin kişiliği zenginleşir ve bir bütün olarak topluma karşı davranış ve tutumunu şekillendirir.
Sosyal çevre faktörlerinden biri olarak takım
Bir kişinin yetişkinlikte bir kişi olarak oluşumu üzerindeki en büyük etki kolektiftir. Kolektif, psikolojik bağlar temelinde ortaya çıkan bir ilişkiler sistemi tarafından birleştirilen insanlardan oluşan bir sosyal gruptur. Kolektif ilişkilerin yapısı işlevsel, yönetsel ve ahlaki ilişkileri içerir. Bu sosyal grubun kendi psikolojik yapısı, ortak davranış değerlendirmesi, ilişki normları vardır. Bireyin sosyal işlevleri, doğrudan yaşamsal etkinliğinin gerçekleştiği grup içinde gerçekleştirilir. Bir kişi belirli koşullar altında aynı anda karşıt sosyal gruplardaysa, bu olumsuz sonuçlara neden olabilir - “bölünmüş kişilik”, bilgi ve inançların birbirine dayatılması. Bu nedenle, kişisel ve iş ilişkilerini dikkate alarak bir kişinin takımda hangi yeri işgal ettiğini anlamak çok önemlidir. Yer ne kadar yüksek olursa, kişi kişisel ve ticari itibarına o kadar çok değer verir.
Bu önemli bir sosyo-psikolojik andır, çünkü otoritesine değer veren bir kişi, ekibin çıkarlarını kişisel çıkarların üzerine koyarak kendini feda edebilir.
İnsan kişiliğinin gelişmesinde sosyal çevreyi temel faktör olarak ele aldığımızda, öncelikle sosyal varlık bilincini, sosyo-ekonomik yapının yapısını, emeğin dağılımını ve üretim ürününü anlamak önemlidir. toplumun faaliyetlerindendir.