Kulağınıza götürürseniz deniz kabuğunun sesinin kabuğunda duyulabileceğine inanılıyor. Ve kabuğun şekli ne kadar süslü olursa, dalgalar o kadar gürültülü ve güçlü olur. Ancak, bu başka bir yanılsamadır. Kabuğun içinde duyulan denizin sesi değildir.
Kabuklarda "deniz gürültüsü" oluşumu için birkaç hipotez vardır. Bunlardan biri, bir kişinin kafa damarlarından kan dolaşımının seslerini duyduğunu söylüyor. Ancak bu teori yanlıştır ve ispatı kolaydır. Yoğun bir efordan sonra kanın daha hızlı hareket etmeye başladığı, bu nedenle sesin de değişmesi gerektiği bilinmektedir. Ancak kabuğunu kulağınıza götürürseniz aynı “denizin sesini” duyarsınız.
Aşağıdaki teori şu şekilde formüle edilebilir: kabuklar, içlerinden geçen hava akımlarının hareketi nedeniyle ses çıkarır. Bu, kabuğu kulağınıza yaklaştırdığınızda seslerin neden daha yüksek ve uzakta tuttuğunuzda daha sessiz göründüğünü açıklar. Ancak, bu hipotez bilim adamları tarafından reddedildi. Ses geçirmez bir odada, içinde hava olmasına rağmen, kabuk "deniz sesleri" yaymaz.
Aslında, kabuğun içindeki "deniz sesi", kabuğun duvarlarından yansıyan ortamın biraz değişmiş seslerinden başka bir şey değildir. Herhangi bir boş kabı alıp kulağınıza koyabilirsiniz ve bir deniz kabuğundan daha kötü "gürültü çıkarmaz". Bunun nedeni, herhangi bir kapalı hava boşluğunun, farklı akustik dalgaların yoğunlaştığı bir tür rezonatör görevi görmesidir. Bu nedenle, kabukların şekli ve boyutu, yayınlanan "deniz şarkısı" nı doğrudan etkiler. Ne kadar kavisli ve büyük olursa, “sörf sesi” o kadar zengin olur.
"Denizi" duymak ve harika bir yaz tatilinin anılarını tazelemek için elinizde bir kabuk olması hiç de gerekli değil. Bu, aynı cam olan doğaçlama eşyaların yardımıyla yapılabilir. Avuç içlerinizi bir teknede katlayıp kulağınıza yaklaştırdığınızda da benzer bir etki gözlemlenecektir. Ve etrafta ne kadar farklı sesler olursa, dalgaların sıçraması o kadar güçlü duyulur. Ancak bir kabukla, şüphesiz, anılara dalmak daha ilginçtir, özellikle de dinlendiğiniz plajdan getirilmişse.