Bilim adamları, suyun insanlar hakkında insanların bildiğinden çok daha fazlasını bildiğini iddia ediyor. Gezegendeki en yaygın sıvının sırları yarısı bile ortaya çıkmadı. Daha yakın zamanlarda, araştırmacılar suyun bir bilgi deposu olduğunu kanıtlayabildiler.
Suyun bilgi biriktirme şekli
Çocuklukta bile, okul çocuklarına suyun formülü öğretilir: iki hidrojen atomu ve bir oksijen atomu. Su molekülleri, bir bağ oluşturarak birbirlerini çekebilir. Bu özelliği sayesinde H2O çeşitli bilgileri iletebilir. Uzayda bir sıvı kristal hiyerarşik küme yapısı oluşur. Bu kümeler, bilgilerin depolandığı hücrelerdir. "Hatırlama" yeteneğine suyun bilgisel hafızası denir.
Suyun bilgi yapısı, fiziksel ve kimyasal özelliklerinden çok daha önemlidir.
Bildiğiniz gibi su, dünyadaki tüm yaşamın temelidir. Su, içinde ve çevresinde meydana gelen tüm eylemlere aktif olarak tepki verir. Bilgi ezberleyerek su yeni özellikler kazanır, ancak bileşimi değişmez.
Virüsler ve bakteriler de dahil olmak üzere gezegendeki her canlı, su kümelerinde kaydedilen belirli bir radyasyon frekansına sahiptir. Bilim adamları bir dizi deney yaptılar ve suyun biriktirdiği bilgilerin tam anlamıyla yeniden yazılabileceğini kanıtladılar. Suyun hafızasını silmenin tek bir yolu vardır - istenilen sıcaklığa ve belirli bir süre için dondurarak. Çözüldüğünde, sıvı bilgi açısından temiz, yapılandırılmış hale gelir.
Yapılandırılmış su ve çalışması
Homeopatlar, yapılandırılmış suyun - silinmiş veya üzerine yazılmış bilgi belleği olan suyun - biyolojik olarak aktif olduğunu iddia ediyor. Sadece bağışıklık sistemini güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda bir kişiyi bir dizi hastalıktan kurtarabilir. Çay demlemek için kullansanız bile, birçok kez seyreltin, bilgi açısından saf su yine de faydalı bir etkiye sahip olacaktır.
Günümüzde, kendi kendini yetiştirmiş meraklıların ve sadece suyun sırlarıyla ilgilenenlerin deneylerinin sonuçlarını paylaştığı konferanslar ve toplantılar sıklıkla düzenleniyor. Akademik bilim bu tür sonuçları kabul etmez. Ancak, Rusya Sağlık Bakanlığı'nın geleneksel teşhis yöntemleri laboratuvarı başkanı S. Zenin, bir süre önce doktora tezini suyun hafızası üzerine savundu.
Bilimsel bir bakış açısıyla, suyun küme yapısını değiştirdiğinde meydana gelen süreçler teorisini açıklamak hala imkansızdır.
Zenin, suyun ana yapısal unsurunun altı elmas şekilli yüzeye sahip düzenli bir kristal olduğunu kanıtlamayı başardı. Her faset, aslında dipol su moleküllerinin bir kombinasyonu olan bir desenle "çizilir".
Japon bilim adamı Masaru Emoto bir dizi deney yaptı. Sonuçları binlerce su kristali fotoğrafıydı. Suyun hafızasındaki bilgi ne kadar saf ve pozitif olursa, bu kristallerin şekli de o kadar mükemmel olur. Suyun üzerinde "aşk" ve "minnettarlık" kelimeleri söylenerek ideal şekle sahip minik bir kar tanesi elde edilir.
Araştırmacılar, suyun bilgi yapısı ve nasıl yönetileceği hakkında bilgi birikiminin insanlığın yeni bir evrim aşamasına geçmesine yardımcı olacağını söylüyor. Tsunami, sel ve kasırga gibi afetler, suda çok fazla öfke, kıskançlık ve saldırganlığın birikmesinden kaynaklanır. Şimdiden bazı insanlar suyu kendi başlarına yapılandırıyor ve bunun hayattaki birçok sorunu çözmelerine gerçekten yardımcı olduğunu iddia ediyor.
